Bildirim Kayıtları

Onur Takva
Yazar - 2025-12-07 03:38:55
⏰Okuma Süresi: 8 DK
Yarık Damaklı Çocuklarda Dilsel - Fonolojik Müdahalenin Kullanımı Ne Kadar Kabul Edilebilir? Konuşma Terapistleri ile Nitel Bir Çalışma

Bu yazı, yarık damak ve dudak (YD±D) olan çocuklarda kullanılan dilbilimsel-fonolojik müdahalelerin konuşma terapistleri tarafından ne kadar kabul edildiğini inceleyen önemli bir çalışmayı özetlemektedir. YD±D’li çocuklarda konuşma yalnızca artikülasyondan ibaret değildir; dilsel-fonolojik süreçler de doğrudan etkilenmektedir. Eğer siz de “Dilbilimsel-fonolojik yaklaşımlar YD±D’li çocuklarda gerçekten işe yarıyor mu? Terapistler bu yöntemlere nasıl bakıyor?” sorularının cevabını merak ediyorsanız, bu çalışma tam size göre. Keyifli okumalar dilerim.

Giriş

Bu çalışma, yarık damak ve dudak (YD±D) olan çocuklarda kullanılan dilbilimsel–fonolojik müdahalelerin konuşma terapistleri tarafından ne ölçüde kabul edildiğini araştırmaktadır. Çünkü bu çocukların konuşma sorunları yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda dilin bilişsel ve fonolojik yönleriyle de ilişkilidir. Dilbilimsel- fonolojik müdahaleler yalnızca artikülasyonu değil, konuşmanın dilsel yapısını da hedef alır. Bu müdahaleler, artikülasyonun ötesine geçerek çocuğun ses farkındalığını, fonem bilgisini ve sözcük düzeyindeki anlam ayrımlarını güçlendirir. Ancak bu yaklaşımların YD±D’i çocuklarda ne kadar etkili ve kabul edilebilir olduğu hâlâ tartışmalıdır.

Yarık dudak ve damak bozukluğu yalnızca anatomik bir problem değildir; çocuğun konuşma, iletişim ve sosyal gelişimini doğrudan etkiler. Bu nedenle terapistler, çocuğun fiziksel üretim becerilerinin yanında dilsel süreçlerini de desteklemelidir. Bu çalışma tam da bu noktada şu soruyu sorar: “Fonolojik yaklaşımlar bu çocuklarda gerçekten işe yarıyor mu ve terapistler bu yöntemleri ne kadar benimsemiş durumda?”

Tarihsel Arka Plan

Uzun yıllar boyunca yarık damaklı çocuklardaki konuşma bozukluklarının nedeni yalnızca motor-fonetik eksiklikler olarak görülmüştür. Yani sorun sadece “fiziksel üretim” düzeyinde değerlendirilmiştir. Ancak bu yaklaşım, konuşmadaki bilişsel ve dilsel süreçleri görmezden geldiği için eksik kalmıştır. 1980’lerden itibaren alandaki paradigma değişmiştir. Yeni görüşe göre YD±D’li çocukların konuşma sorunları yalnızca anatomik değil, fonolojik sistemin gelişimiyle de ilgilidir. Bu çocukların ana dillerinin ses sistemini yeterince keşfedememesi, sesleri karıştırmasına veya fonolojik kurallar geliştirememesine yol açar.

Fonolojik Gelişimdeki Gecikmeler

Fonolojik gelişim üzerine yapılan araştırmalar, YD±D olan çocukların YD±D olmayan çocuklara kıyasla fonolojik gelişimde daha erken gecikmeler sergilediğini göstermektedir. Damak kapanmadan önce YD±D’li çocuklar anatomik sorunlar nedeniyle yüksek basınçlı seslerin üretiminde sınırlı deneyime sahiptir. Bu erken dönemdeki sınırlamalar, gelişmekte olan fonolojik sistemlere entegre olmakta ve damak kapanmasından sonra bile fonolojik gelişim gecikmelerini açıklayabilmektedir.

Bu literatür, YD±D olan bir çocuğun ürettiği fonetik hataların zamanla fonolojik kural sisteminin bir parçası hâline geldiğini öne sürmektedir; çünkü anormal motor kalıpları fonolojik gelişimi domine etmektedir. Yani motor-fonetik bir konuşma hatası zamanla dilbilimsel-fonolojik bir konuşma hatasına dönüşmektedir.

Motor-Fonetik Yaklaşımdan Dilbilimsel-Fonolojik Yaklaşıma Geçiş

Motor-fonetik bakış açısı “nasıl söylendiğine”, fonolojik yaklaşım ise “neden öyle söylendiğine” odaklanır. Bu değişimle birlikte terapistler, çocuğun dil sistemi içinde anlamlı ses farklarını öğretmeye yönelmiştir. Böylece çocuk yalnızca sesleri doğru üretmeyi değil, sesin dil içindeki işlevini de öğrenir.

Günümüzde terapistler, YD±D’li çocuklarda konuşma hatalarını yalnızca motor düzeyde değil, fonolojik sistem düzeyinde de ele almaktadır. Dilbilimsel-fonolojik müdahaleler çocuğun dil sistemi içindeki ses farklarını yeniden yapılandırmayı hedefler.

Fonolojik müdahaleler:

Minimal Çift Terapisi

Temel Kelime Dağarcığı Yaklaşımı

Metafon Terapisi

Karmaşıklık Yaklaşımı

Döngüler Yaklaşımı

Ayırt Edici Özellik Terapisi

Bu yaklaşımlar YD±D’li çocukların ses farkındalığını güçlendirir, genelleme etkisini artırır ve iletişimde işlevsellik kazandırır.

Çalışmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı, kabul edilebilirlik teorik çerçevesi (TFA) kullanılarak dudak ve damak yarığı (YD±D) olan çocuklarda dilbilimsel-fonolojik müdahalenin konuşma terapistleri tarafından kabul edilebilir olup olmadığını araştırmaktır. Amaç; terapistlerin bu yaklaşımlara ilişkin duygusal tutumlarını, algılanan etkinliklerini, etik değerlendirmelerini ve öz yeterliliklerini anlamaktır. Kısacası bu araştırma yalnızca bir terapi yöntemini değil, terapistin inanç sistemini ve klinik karar mekanizmasını inceler.

Giriş ve amaç bölümü bize şunu gösteriyor:

Yarık damaklı çocukların konuşma güçlükleri yalnızca bir “ses” sorunu değil, aynı zamanda bir dil sistemi sorunudur. Bu nedenle terapi sürecinde fiziksel üretimin yanında çocuğun dilsel farkındalığını desteklemek gerekir. Bu çalışma terapistlerin modern yaklaşımlara nasıl baktığını anlamak için önemli bir adımdır.

Çalışmaya Katılan DKT’ler

Bu çalışma, TFA kullanılarak DKT’lerin bakış açısından YD±D’li çocuklarda dilbilimsel-fonolojik müdahalenin kabul edilebilirliğini araştıran ilk çalışmadır.

Katılımcılar: Flanders bölgesinde yaşayan Felemenkçe konuşan DKT’ler.

Sosyal medya aracılığıyla 18 kadın DKT çalışmaya dahil edilmiştir.

Çalışmaya katılma şartı, en az bir YD±D çocuğunu terapiye almış olmaktı.

Terapistlerin ortalama deneyimi 7.3 yıldır.

Tüm katılımcılar gönüllü olarak çalışmaya katılmıştır.

Dahil edilen katılımcılar görüşme sırasında algılarını ve deneyimlerini özgürce aktarmaktan rahatsızlık duymadıklarını bildirmiştir.

 

Ek Bilgi: TFA ve Dilbilimsel-Fonolojik Müdahale

TFA (Theoretical Framework of Acceptability)

Bir müdahale veya yöntemin ne kadar uygulanabilir/kabul edilebilir olduğunu değerlendirmeye yarar. 7 bileşeni vardır: Duygusal tutum, algılanan etkililik, yük, seçim bedeli, etik uygunluk, müdahale tutarlılığı ve öz yeterlilik.

Dilbilimsel-Fonolojik Müdahale

YD±D’li çocuklarda artikülasyonun yanı sıra dilsel-fonolojik süreçler de etkilenebilir. Bu nedenle bu müdahalenin amacı tek tek sesler üzerinden çalışmak değil, çocuğun ses örüntülerini yeniden düzenlemektir.

Method (Yöntem)

Araştırmacı, 18 Felemenkçe konuşan terapistle birebir görüşmeler gerçekleştirmiş ve görüşmeler ses kaydıyla alınmıştır.

Açık uçlu soruları içeren bir kılavuz kullanılmıştır (ör.: “Yarık dudak-damaklı çocuklarla çalışmak nasıl bir deneyim?”).

Her görüşme kelimesi kelimesine yazıya dökülmüş ve bir analiz yazılımına aktarılmıştır.

Veriler NVivo programıyla analiz edilmiş ve TFA çerçevesine göre kodlanmıştır.

Duygusal Tutum ve Algılanan Etkililik

Duygusal tutum, terapistlerin dilbilimsel-fonolojik müdahaleye ilişkin hislerini; algılanan etkililik ise müdahalenin amacına ulaşma potansiyelini yansıtır.

Terapistler arasında duygusal tutum açısından farklılıklar görülmüştür.

Yarısı bu müdahaleye olumlu, yarısı olumsuz yaklaşmıştır.

Olumlu yaklaşan terapistlerin, bu tekniği daha önce uyguladıkları görülmüştür.

Algılanan etkililik açısından, konuşma sonuçlarında iyileşme ve çocuk motivasyonunda artış gibi faydalar rapor edilmiştir.

Yük (Burden)

Bu terim, müdahaleyi uygulamak için gereken çaba miktarını ifade eder. Olumsuz tutum sergileyen terapistler, bu müdahalenin yükü artıracağını düşünmüştür. Bunun nedeni, yöntemi uygulamak için gereken uzmanlık ve deneyimin zamanla kazanılabilecek olmasıdır.

Seçim Bedelleri

Seçim bedelleri, müdahaleye katılmak için nelerden vazgeçilmesi gerektiğini ifade eder.

Bazı DKT’ler, motor-fonetik müdahaleye daha aşina olduklarını, dilbilimsel-fonolojik yaklaşımların daha fazla zaman ve hazırlık gerektirdiğini ve bu nedenle zaman kaygısı yaşadıklarını belirtmiştir.

Etik Uygunluk

Etik boyut, müdahalenin terapistin değer sistemiyle ne kadar uyumlu olduğunu gösterir.

Olumsuz tutum sergileyen bazı DKT’ler, bilimsel kanıtı sınırlı olan müdahaleleri kullanmanın etik olmadığını ve kaynakları en etkin ve etik şekilde kullanmak istediklerini belirtmişlerdir.

Müdahale Tutarlılığı

Bu yapı, terapistlerin dilbilimsel-fonolojik müdahaleyi ne kadar anladığını ve CP±L’li çocuklarda nasıl işlediğini yansıtır. Bazı terapistler, fonolojik müdahalenin tek başına uygulanabileceğini düşündüğü için bu yaklaşıma karşı isteksizdi.

Uyarılabilirlik

İki DKT (röportaj 3 ve 18), YD±D’li çocuklarla çalışırken uyarılabilirlik testinin öneminden bahsetmiştir. Bu terapistler, uyarılabilir ünsüzleri terapide öncelemeyi tercih ettiklerini bildirmiştir.

Öz Yeterlilik

Öz yeterlilik, terapistlerin bu müdahaleyi uygulama becerilerine olan güvenini ifade eder.

Tüm DKT’ler, motor-fonetik terapi konusunda daha deneyimli olduklarını söylemiştir.

Bazıları fonolojik yaklaşımları uygulama becerilerinden emin olmadığını belirtmiştir.

Meslektaşlarla vaka tartışmaları, süpervizyon ve eğitimlerin öz yeterliliği artırabileceği düşünülmüştür.

Kabul Edilebilirliği Artırma Stratejileri

Terapistler kabul edilebilirliği artırmak için şu önerileri sunmuştur:

YD±D’li çocuklarda dilbilimsel-fonolojik müdahaleye dair bilimsel kanıtları artırmak

Kanıta dayalı ve pratik atölye çalışmaları/eğitimlerin sayısını artırmak

Meslektaşlar arası işbirliği ve vaka tartışmalarını teşvik etmek

Bilimsel bulguları terapistlere erişilebilir ve uygulamaya dönük biçimde aktarmak

 

 

Tartışma (Discussion)

Son yıllarda araştırmalar YD±D’li çocuklarda fonolojik yaklaşımların kullanımına artan ilgi göstermektedir. Kanıtlar sınırlı olsa da bu yaklaşımlar klinik uygulamada sıklıkla kullanılmaktadır.

YD±D’li çocuklarda dilbilimsel-fonolojik yaklaşımların etkisini araştıran çalışma sayısı sınırlıdır. Ayrıca hangi çocukların bu müdahaleden en çok fayda göreceği henüz bilinmemektedir.

Sınırlılıklar

Görüşme soruları genel olup fonolojik müdahaleyi doğrudan hedeflemiyordu.

Farklı fonolojik terapi türleri arasında ayrım yapılmamıştır.

Katılımcıların yalnızca Felemenkçe konuşan DKT’lerden oluşması genellenebilirliği sınırlamaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Dilbilimsel-fonolojik müdahaleler yarık nedenli konuşma bozukluklarının tedavisinde giderek daha fazla kullanılmaktadır. Ancak bu yaklaşımların terapistler tarafından kabul edilebilirliği farklılık göstermektedir.

Öneriler:

Bilimsel kanıtların artırılması.

Uygulamalı eğitimlerin çoğaltılması.

Meslektaş desteği ve süpervizyonun sağlanması.

Farklı fonolojik terapilerin kabul edilebilirliğini inceleyen yeni çalışmalar yapılması.

Kaynakça

Alighieri, C., Bettens, K., Hens, G., D’haeseleer, E., & Van Lierde, K. (2023). How acceptable is the use of linguistic–phonological intervention in children with cleft palate? A qualitative study in speech therapists. International Journal of Language & Communication Disorders. 

Yarık Damaklı Çocuklarda Dilsel - Fonolojik Müdahalenin Kullanımı Ne Kadar Kabul Edilebilir? Konuşma Terapistleri ile Nitel Bir Çalışma


Bu yazı, yarık damak ve dudak (YD±D) olan çocuklarda kullanılan dilbilimsel-fonolojik müdahalelerin konuşma terapistleri tarafından ne kadar kabul edildiğini inceleyen önemli bir çalışmayı özetlemektedir....


Devamını Oku

PİTT HOPKİNS SENDROMU


PİTT-HOPKİNS SENDROMU VE TEDAVİ SÜRECİNDE DİL VE KONUŞMA TERAPİSTLERİNİN ROLÜMerhabalar. Bu yazımda bir sendromla karşınızdayım. Öğrenciyken stajlarımızda, terapist olduğumuzda seanslarımızda birçok sendromik vaka...


Devamını Oku

Geç Konuşan Çocuklarda Günlük Mikro Etkileşimlerin Gücü

✍️ Hazırlayan: Onur TAKVA - ⏰ Okuma Süresi: 6 DK

Son yıllarda yapılan çalışmalar, geç konuşan çocuklarda iletişim gelişiminin sadece terapi seanslarıyla değil, ev içinde gerçekleşen küçük ve tekrar eden etkileşimlerle önemli ölçüde hızlandığını gösteriyor. Özellikle...


Devamını Oku

Otizmli Çocuklarda Konuşma Becerilerinin Öğretimi Replikli Öğretim

✍️ Hazırlayan: Rabia Zeynep KORKMAZ - ⏰ Okuma Süresi: 6 DK

Bu yazımda, otizmli çocukların sosyal etkileşim ve karşılıklı konuşma becerilerini geliştirmek amacıyla kullanılan replikli öğretim yöntemine odaklanılmaktadır. Replikli öğretim; otizmli bireylerde sohbet başlatma,...


Devamını Oku

HALLERMANN STREİFF SENDROMU ve BELİRTİLER

✍️ Hazırlayan: Senanur TABAK ⏰ Okuma Süresi: 15 DK

Hazırlamış olduğum bu yazıda günlük hayatta sıkça karşılaşmadığımız bir sendroma yer vermek istedim. Özellikle özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan dil ve konuşma terapistleri sıklıkla sendromik...


Devamını Oku

Alzheimer ve Pragmatik Dil Bozuklukları

✍️ Hazırlayan: Fatıma Sena Bahşi - ⏰ Okuma Süresi: 12 DK

Bu çalışma, Alzheimer hastalarında görülen pragmatik dil bozukluklarının bir envanterini  oluşturmayı, bu bozuklukları örnek vakalarla açıklamayı ve hastaların demografik  özelliklerinin bu bozukluklar...


Devamını Oku